Çocukluk yılları hepimizin en masum yıllarıdır. Arkadaşlarınızla güneşli bir öğle vakti top oynarsınız ve dert ettiğiniz tek şey geç olmadan eve dönmektir. Ancak bir öğretmenin öğrencileriyle tecrübe ettikleri bazı çocukların bu yılları o kadar da masum geçirmediklerini gösteriyor. Amerika’daki bir ilkokulda görev yapan öğretmen öğrencilerinden kendilerini tanıtmalarını istediği bir yazı yazmalarını istedi. Öğrencilerin yazdıkları günümüzde küçük çocukların karşılaştıkları zorluklara ayna tuttu.
Bir ilkokul öğretmeni 8 yaşındaki öğrencileri hakkında daha fazla bilgi edinmek istedi. Bundan 5 yıl önce Colorado’daki bir ilkokulda öğretmenlik yapan Kyle Schwartz isimli öğretmen üçüncü sınıf öğrencilerinden kendilerini anlatan bir yazı yazmalarını istedi. Öğrencilerin içten yazıları öğretmeni derinden yaraladı.
Öğrencilerin yazılarına “Keşke öğretmenim … bilseydi” olarak başlamaları gerekiyordu. Öğretmen muhtemelen çocukların kedi veya köpeklerinden ya da yaklaşan yaz tatilinden bahsetmelerini bekliyordu.
Bunun yerine çocukların yaşadığını tahmin edemeyeceği sorunlarla karşılaştı. Boşanma, sokakta yaşama, annesi veya babası vefat edenler, maddi durumu olmayanlar… Kısacası hayata dair ancak çocukların sorun etmek için çok küçük yaşta olduğu şeyler.
“Keşke öğretmenim ödev yapmak için kalemim bile olmadığını bilseydi” ve “Keşke öğretmenim babam iki işte çalıştığından onu neredeyse hiç göremediğimi bilseydi” gibi yazılar gelmeye başladı.
Ebeveynleriyle sorunları olan çocuklar bu sayede sorunlarını öğretmenlerine anlatma şansı yakalamışlardı. “Keşke öğretmenim, annemizle yapmamız gereken ödevleri yapamamamın nedeninin annemin bana zaman ayıramaması olduğunu bilseydi”, “Keşke öğretmenim ben 3 yaşındayken Meksika’ya sınır dışı edilen babamı 6 yıldır görmediğimi ve onu çok özlediğimi bilseydi” gibi cümleler de yer alıyordu yazdıkları yazılardı.
Bir diğer öğrenci ise, “Keşke öğretmenim anneme kanser teşhisi koyulabileceğini ve bu sene 3 kez farklı evlerden atıldığımızı bilseydi” yazmıştı.
Bir başka öğrenci, “Keşke öğretmenim ailemle beraber geçici barınma merkezinde yaşadığımızı bilseydi” yazdı.
Schwartz sınıfındaki öğrencilerin birçoğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını ve %90’ının maddi durumu olmaması sebebiyle kantinden indirimli veya ücretsiz yiyecek aldığını belirtti.
Bugüne dek yüzlerce öğrenciye öğretmenlik etmiş olan Schwartz cevaplar karşısında şaşırıp kaldı.
Schwartz, “Yazıyı yazdırmaktaki amacım okulda çektikleri sorunları öğrenerek onlara daha iyi öğretmenlik yapabilmekti. Çocukları derslerde tanıyabildiğimde kadar tanıyabilmektense, kendileri hakkında bilmem gerekenleri bana bu şekilde söylemelerini istedim” dedi.
Çocuklardan bir diğeri de, “Keşke öğretmenim bazı öğrencilerin dersteki bir konuyu daha uzun sürede anladığını bilseydi” dedi. Öte yandan bazıları ‘… daha fazla tarih dersi görmek istediğimizi bilseydi”, bazıları da “…üniversiteye gitmek istediğimi bilseydi” gibi cevaplar yazdılar.
Schwartz yazdığı kitapta öğrencilerinin kendisine yazdığı yürekleri sızlatan yazıları isim vermeden yayınladı.
Yine öğretmen #IWishMyTeacherKnew (KeşkeÖğretmenimBilseydi) etiketkiyle Twitter’da diğer öğretmenlerin öğrencilerinin çektiği sıkıntılara değinmesine dair bir kampanya başlattı.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Onları asla göz ardı etmemeliyiz. Yazıyı paylaşarak benzer durumdaki çocuklara yalnız olmadıklarını hatırlatın.