Bugün, çiftçiler yediğimiz her şeyin üreticisi olarak çok değerli insanlardır. Günümüzdeki modern çiftçilerin işlerini yapabilmesi için bahçıvanlık, botanik, biyoloji, kimya ve diğer başka konularda da bilgi sahibi olmaları gerekiyor ki bu işten para kazanabilsinler.
Çiftçilere ‘köylü’ ve ‘cahil’ gözüyle bakılmasının üstünden çok uzun süre geçmedi. Geçimini çiftçilikte sağlayan insanlar halen bugün şehir insanları tarafından küçümsenir.
Az sonra okuyacağınız hikayede küçük bir köyde yaşayan çiftçi ile beyaz yakalı bir avukat karşı karşıya geliyor. Çiftçi, tarlasına verilen zararın maddi tazminatını almak isterken avukat çiftçiyi haksız göstermek için elinden geleni yapıyor. Çiftçinin mahkemede verdiği cevap ise akıllara kazınacak türden. Sanırım hiçbir avukat bu çiftçiye karşı davayı kazanamazdı.
“Çiftçi Steve tarlasında meydana gelen kazadan dolayı vücudunda oluşan yaralanma ve tarlasındaki tahribattan dolayı, tarlasına giren kamyon sürücüsünü dava etti. Kamyon sürücüsünün çalıştığı şirket herkes tarafından bilinyordu ve güçlü bir şirketti.
Avukat, “Olay mahallinde ‘İyiyim’ diyen siz değil miydiniz?” diye sordu çiftçiye.
Çiftçi Steve, “Aslında… Sana olanları anlatacağım. En sevdiğim katırımın sırtına mahsülleri yüklemiştim. Sonra…” derken sözünü kesti avukat.
Avukat, “Size detaylarını anlatmanızı söylemedim. Sadece size sorduğum soruya cevap verin. Olay mahallinde ‘İyiyim’ dediniz mi demediniz mi?” diye sordu.
Steve yine, “Suzie’yi traktör kasasına koyup aşağıya doğru gidi…” derken sözü kesildi.
Avukat yine, “Sayım hakim, huzurunuzda gerçekleri aktarmaya çalışıyorum. Bu adam kazadan hemen sonra olay mahalline gelen devriye polisine iyi oduğunu söylemiş. Kazadan birkaç hafta sonra, yani bugün ise müvekkilimi dava ediyor. Bu adam sahtekârdır. Lütfen kendisine sorduğum sorunun cevabını vermesini söyleyin” dedi.
O sırada hakim Steve’in sözünün kesildiğini defalarca kez farkederek avukata, “Bırak da çiftçi konuşsun” dedi.
Çiftçi Steve hakime teşekkür etti ve konuşmasına devam etti:
“Nerede kalmıştık… Şimdi ben tam sırtında mahsül olan Suzie’yi traktörün kasasına çıkartmış tarlanın aşağısına doğru gidiyorddum ki kocaman bir kamyon önce trafik levhasını ezdikten sonra traktörüme çarparak beni tarlanın sol ucuna Suzie’yi ise tarlanın sağ ucuna uçurdu. Her yerim acıyordu ve kıpırdayamıyordum. Yaşlu Suzie’min inlemelerini ve feryatlarını duyabiliyordum. Muhtemelen katırımın her tarafı kırılmıştı. Kazadan kısa bir süre sonra olay mahalline bir devriye polisi geldi. Suzie’nin inlediğini duydu ve yanına yaklaştı. Suzie’ye biraz baktıktan sonra belinden tabancasını çıkardı ve katırı iki gözünün arasından vurdu. Polis sonra elindeki silahla bana doğru yaklaştı
Katırının durumu çok kötüydü, ben de vurdum. Senin durumun nasıl?”
“Az önce ne diyordunuz avukat bey?”
Çiftçinin akıl dolu cevabına güldünüz mü? Arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın.