Ben, 18 yaşındayken aniden kalbi durdu ve hayatını kaybetti. Ailesi ise çocuklarının ölmeden önce arkasında bıraktığı ve milyonlarca kişinin izlediği elveda videosunu görünce gözyaşlarını tutamadı.
8 Ağustos 1993 tarihinde, Shawn ve Deanne Breedlove çifti hayatlarının en mutlu gününü yaşadılar. O tarihte oğulları Ben dünyaya geldi. Çocuklarının hipertrofik kardiyomiyopati (kalp kası hastalığı) ile doğduğunu öğrenince ise sevinçleri kursaklarında kaldı.
Doktorlar, tedavinin mümkün olmadığını ve çocuğun hayatı boyunca bu hastalıkla yaşayacağını ifade etti. Ancak çocuğun ne kadar yaşayacağı konusunda yorum yapamadılar. Çocuğun anne ve babası, her gün çocuklarına sanki o gün son günüymüş gibi sevgiyle yaklaştılar. Çocuk, mutlu ve sevgi dolu bir çocukluk geçirdi.
Ben’in kalbi yaşadığı süre boyunca toplamda 3 kez durdu. Çocuk o anları daha sonra, ‘Melekler ve parlak ışıklar eşliğinde cennetin bekleme odasında beklemek gibi’ diye ifade etti. İlk kez kalbi durduktan sonra çocuk Youtube’da anılarını anlattığı bir video paylaştı.
2011 yılının yılbaşı gecesinde, ailenin korktuğu gün çattı geldi. Ben’in kalbi üçüncü kez durdu ancak bu sefer tekrardan atmadı.
Yas tutan aileyi, Ben’in arkadaşları ziyaret etti ve tekrardan baş sağlığı diledi. Daha sonra da Ben’in hayatını kaybetmeden önce paylaştığı videoyu görüp görmediklerini sordular. Aile, şok oldu. Çünkü videodan habersizlerdi.
Aile, daha sonra gözyaşları içinde videoyu izledi.
Ben’in babası Shawn, “Videoda çok huzurlu ve mutlu görünüyor” dedi.
Ben, arkasında bıraktığı son videoda ahiret ve Tanrı hakkında konuşuyor. Videoyu, milyonlarca kişi izledi. İşte o video:
Hayata, doğuştan kalp rahatsızlığımda bir sıfır geride başladım. Küçükken hipertrofik kardiyomiyopati teşhisi koyuldu. Çok ciddi ve ölümcül bir rahatsızlık. Büyüdükçe bunun daha da iyi farkına vardım. Sürekli korkuyordum. Böyle hissetmekten nefret ettim. Arkadaşlarımla top oynamama izin verilmedi. Çocukluğumun bu kısmını yaşayamamış olmam çok acı. Hep, diğerleri gibi olmak istedim. Bir süre sonra durumumu kabullendim ve bununla yaşamayı öğrendim.
İlk defa 4 yaşındayken kalbim durdu. Geçirdiğim nöbet sonrası az kalsın ölüyordum. Kan şekerim 14’e düştü. O güne dair pek bir şey hatırlamıyorum. Hatırladığım ve unutamadığım tek bir şey var. O da, tekerlekli sandalye eşliğinde hastane koridorlarından geçirilişim. Tekerlekli sandalyeyi iki hemşire ve annem itiyordu. Evet, o ünlü ‘ışık’ı gördüm. Işıktan başka bir şey görünmüyordu. Çok parlaktı. Anneme, ‘Işığa baksana’ deyip yukarıyı gösterdim. Annem, hiçbir şey görmediğini söyledi. Koridorun ışıkları yanmıyordu gerçekten de. Ama ben gözlerimi o ışıktan alamıyor ve gülümsüyordum. Bütün dertlerimi unuttum. Gülümsemeye devam ettim… Ne kadar huzurlu hissettiğimi tarif bile edemem. O an hissettiklerimi ve o günü asla unutamam.
Bu olayın ardından güzel birkaç yıl geçirdim. 2007 yılında tekrardan kalbim durdu. Doktorlar, bir şeyler yapılması gerektiğini söyledi. 3 Mayıs 2009’da kalbime pil takıldı. Başta korksam da başka çarem yoktu. Tam o sırada kalbimde daha büyük bir sorun oluştu. Çok üzüldüm.
2011 yazında yine kalbim durdu.
Bademciklerimin de alınmasına karar verildi. Annem ve kız kardeşim bekleme odasında endişeyle bekliyorlarmış. Bir papaz herkesin dua etmesini söylemiş. “Oğlunun kalbinin tekrar atması için hep beraber dua etmeliyiz” demiş. Hep beraber dua ettikten sonra kalbimin tekrardan attığı haberini almışlar. Tam anlamıyla bir mucize gerçekleşti.
O ana dek ölmekten çok korkuyordum. Bu olayın ardından hiçbir şeyi kafama takmamaya ve umursamamaya başladım…
Ben’in videosunun devamı da var. Sizler için ilk kısmını özetledik. Çocuğun verdiği mesajdan etkilendiyseniz, yazıyı paylaşmayı ihmal etmeyin.