Kanadalı Joel Allen 2003 yılında okuduğu üniversitenin yazılım mühendisliği bölümünden mezun oldu.
Mezuniyetinin hemen ardından gelecek vadeden bir proje için küçük bir şirkette iş bulan Allen burada üç yıl boyunca yazılımcı olarak çalışmaya devam etti.
2006 yılında ise şirketin sahibi yatırım alamayınca projeyi sonlandırmaya karar verdi. Böylelikle Allen da işsiz kaldı.
Allen bunun ardından tam 26 yaşında emekli olmaya karar verdi. Önceki işinden kendisine bir sene yetecek kadar para biriktirmişti. Ancak emekli olması için yüksek meblağda paraya ihtiyacı vardı.
Kendisi için başlattığı bir sosyal medya bağış kampanyasında hikâyesini anlattı. Fakat kampanyayı beğenmeyen insanlar bağış yapmadılar.
Dijital dünyadan bir hayli sıkılan Allen bağış da alamayınca bir işe girmeye ve emekliliğini bir sene ertelemeye karar verdi.
En büyük hayali ise marangoz olmaktı.
Marangoz çıraklığı için birçok işe başvurdu. Ancak işverenler meslek okulunda okumuş veya marangozlukta birkaç sene deneyimi olan kişiler aradıklarından ona iş vermediler.
Bu sırada ‘İhtiyar John’ ismini verdiği usta bir marangozla tanıştı. İleride gerçekleştireceği projenin aynı zamanda ilham kaynağıydı John.
Allen bir haftalık marangozluk kursuna yazıldı. Ardından referans göstermek amacıyla küçük bir kulübe inşa etti.
Allen inşa ettiği kulübeyi referans olarak göstererek küçük bir marangozhanede işe girdi. Bu sırada marangozluğun inceliklerini öğrenmeye başladı. Hevesi, tutkusu ve yeteneği sayesinde kısa sürede kendini inanılmaz geliştirdi.
İhtiyar John kendi evini inşa etmişti. Bunun yanında sokakta kalan hayvanlar üşümesin diye onlara çeşitli yerlerde barınaklar yapmıştı. John’dan ilham alan Allen kendine ait küçük bir ağaç ev inşa etmeye karar verdi.
Yapacağı ağaç ev için öncelikle son derece dayanıklı bir ağaç bulmalıydı. Aynı zamanda inşa edeceği bu ağaç ev yoldan uzakta ve iç açıcı bir manzaraya sahip olmalıydı.
Uzun süren aramanın ardından Allen harika bir ağaç buldu. Kanada sugası (Canadian hemlock) türü bu ağaç son derece dayanıklıydı ve zarar verilmemesi halinde onlarca yıl hayatta kalabiliyordu.
Allen ağaç evine Hemloft ismini verdi.
Ağaç evini inşa edeceği mükemmel ağacı bulmuştu. Ancak inşaya başlaması için bir tasarıma ihtiyacı vardı.
Etraftaki marangozlarla bir hayli içli dışlı olan Allen, bir vesileyle Mark ismindeki bir tasarımcıyla tanıştı. İkili projeleri için fikir alışverişinde bulundu. Bu sırada Allen, Mark’tan kendisine projesi için bir tasarım çizmesini rica etti.
Mark’ın aklına yumurta şeklindeki bir ağaç ev fikri geldi ve hemen tasarıma başladı. Allen, inşa edeceği ağaç evin tasarımına bayıldı.
İlk olarak Hemloft’un iskeleti oluşturuldu.
Daha sonra temelleri atıldı.
Yumurta şekli oluşturuldu.
Dışı kaplanmaya başladı.
Çatısı boyandı.
Son rötuşlar atıldı.
Ortaya böyle harika bir görüntü çıktı!
Işıklandırmasıyla gece böyle görünüyor.
Eve böyle adım atıyorsunuz.
Girişte ayakkabılık var.
Bir diğer köşesinde ise geniş bir alan var. Yer yatağı ile burada yatabiliyorlar.
Merdivenle aşağıya inildiğinde dışarıya bakan bir çalışma alanı ve tabure görülüyor.
Merdivenle en yukarıya çıktığınızda ise tavanı açabiliyor ve etrafa bakabiliyorsunuz.
İç açıcı bir manzarası var.
Mangal yapmak da mümkün.
Allen şimdilerde marangozluk kariyerine devam ediyor. Nadiren de olsa başyapıtını kız arkadaşıyla ziyaret ediyor.
Joel Allen artık buradan uzakta yaşadığından yetkilerle görüşerek The Hemloft’un koruma altına alınmasını sağladı. Bu bölgede ateş yakmak yasak.
Kanada’nın farklı şehirlerinden ve hatta diğer ülkelerden insanlar The Hemloft’u ziyarete geliyorlar.
Kar yağınca The Hemloft daha da göze çarpıyor.
Umarız ki The Hemloft iyi bir şekilde muhafaza edilir.
The Hemloft’a ait daha fazla fotoğraf görebilmek için Instagram ve Flickr’a bakabilirsiniz.
Teknolojiden sıkılan ve kariyerine marangoz olarak devam eden Joel Allen’a hayatta mutluluk ve başarılar diliyoruz.
Sizin de buna benzer bir hayaliniz var mı ya da hep ağaç evi olsun isteyen bir arkadaşınız var mı? Onlarla paylaşmayı unutmayın.