Hiçbir fikrimiz olmadığı halde ayaklarımızın altında yatan ve keşfedilmeyi bekleyen birçok şey var.
Hemen akıllara, 1850 yılında şans eseri bulunan Orkney Adası’ndaki yer altı şehri geliyor.
2015 yılının aralık ayında Arjantin’in başkenti Buenos Aires yakınlarındaki bir köyde yapılan keşif herkesin dikkatini çekti.
Jose Antonio Nievas isimli bir çiftçi, yürüyüşe çıktığı sırada nehir kıyısında sıradışı bir keşfe imza attı.
Çiftçi, çukura sıkışmış dev bir yumurta gördü.
Gözlerine inanamayan Jose bunun bir dinozor yumurtası olduğunu düşündü.
Gerçeği öğrenince ise şaşkınlığı iki kat arttı.
Bir öğleden sonra yürüyüşe çıkan Arjantinli çiftçi, gördüğü manzara karşısında şok oldu.
Çiftçi Jose Antonio Nievas yürüyüşe çıktığı sırada, uzmanların tarih öncesi dev bir hayvanın kalıntısı olduğuna inandığı, sıradışı bir keşif yaptı.
Başta Jose bunun dev bir dinozor yumurtası olduğunu düşündü. Uzmanlar, yapılan keşif sonrasında şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Devasa büyüklükteki ‘yumurta’nın aslında tarih öncesi çağlarda yaşamış, armadilloya benzeyen ve 10.000 yıl önce soyunun tükendiğine inanılan gliptodon fosili olduğu ortaya çıktı.
Fosilin sahne olduğu kanısında iddialar da var. Çünkü, uzmanlar fosili henüz detaylı olarak incelemedi. Londra Doğal Tarih Müzesi’nin önde gelen isimlerinden Profesör Adrian Lister, bunun gerçek bir gliptodon fosili olduğuna inanıyor.
Lister, Daily Mail’e “Fosilin gerçek olduğuna inanıyorum” dedi.
Amerikan Doğal Tarih Müzesi’nin müdürü Ross MacPhee, fosilin gerçek olduğuna inananlardan.
MacPhee, Daily Mail’e “Çok gerçekçi görünüyor. Bunun gibi kabuğumsu fosillerin parçalanmaması çok zor. Ancak parçalanmadan günümüze kadar dayandığı da oluyor” dedi.
Gliptodonların, kaplumbağa gibi kabuklarının kurşun geçirmez dayanıklılıkta olduğuna inanılıyor.
Gliptodonların da kendi aralarında farklı cinsleri var. Her birinin kabuğundaki desenler tıpkı parmak izi gibi eşsiz.
Hayvanın fosilleri, Arjantin’de sıkça bulunuyor.
Volkswagen Beetle büyüklüğünde olan türün, Buzul Çağı’nın sonuna yaklaşırken soyunun tükendiği tahmin ediliyor.
Ancak çok daha küçük boyutta olan akrabası armadillonun soyu hala devam ediyor.
Doğal Tarih Müzesi’nin müdürü Adrian Lister, buna benzer fosillerin nehir kıyısında bulunmasının nedenini, nehir yatağının eğimi ve nehir sularının hızı olarak açıklıyor.
Ancak böyle bir kabuğu zarar görmeden bulmak çok ender rastlanacak türden bir olay.
Keşif bize, şaşırtıcı keşiflerin hala ayaklarımızın altında yatıyor oluşunu hatırlatıyor.
Yazıyı, ilgisini çekeceğini düşündüğünüz bir arkadaşınızla paylaşın 🙂